Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
ANAMUR - ALANYA
Yazan: Hüsamettin Karadağ
(24-26 ocak 1939, Yeni Mersin Gazetesi)
Anamur ilçesi vilayetin batı tarafında olup olup Mersine karadan 200 kilometre, denizden 110 mil mesafededir. Antalya ve Konya vilayetlerine de bu nisbette uzaktır. İlçe 1933 yılı haziranında yeni İçel vilâyetine bağlanmıştır. Son 935 sayımına göre 22 bin 330 nüfusu vardır. Anamur ile Mersin arasında tesviyei turabiye halinde bir yol vardır. Bu yol Silifke-Gülnar-Gilindire üzerinden dolaşıp gitmekte olduğu için biraz sıkıntılıdır. Bu sebeple Mersinin Anamurla münasebetleri çokca denizden temin edilir. Anamura gitmek istiyenler deniz yolunu tercih ederler. Anamura her hafta salı günleri Mersinden kalkan Denizbank vapurlarile gidilir. Vapur gece saat 24 de Mersinden kalkar ertesi gün sabahleyin Silifkenin Taşucu iskelesine varır.
Vapur Mersinden itibaren sahile muvazi bir rota takip ederse de Silifke hizalarına gelince rotayi değiştirir. Göksu nehrinin getirmiş ve yığmış olduğu teressübat ile bu civarda denize dolmuş olduğu için vapurlar burada büyük bir kavis yaparak Dana adasına doğru gider ve oradan tekrar sahile yakın olarak Taşucu'na dönerler. Bu yüzden epeyce zaman kaybedilir. Aksi halde vapur (eskiden Kalikandüs) adı verilen bu çayın kumlukları içine saplanıp kalır.
Taşucu güzel ve tabiî bir limana maliktir. Vapur karaya çok yakın olarak sokulur. Taşucuna eskiden Holmi derlerdi. Silifke şehri kurulunca ahalisi burayı terk ederek Silifkeye yerleşmişlerdir. Silifke Miladdan 300 yıl evvel yapılmış olmasına göre Taşucu'nun Silifkeden çok eski olduğu anlaşılır.
Taşucundan vapur sahile pek yakın olarak seyrine devamla Dana adası boğazından geçer. Sol tarafta kalan bu ada orman halindedir. Sekenesi yoktur. Vapur bundan sonra İçel kıyılarının keskin burunlarını dolaşır. İçelin bu kıyıları çok caziptir. Her tarafı yemyeşil ormanlarla örtülü olan dağların denize karışan ve denizle çarpışan kenarları sert kayalıklardan ibarettir. Denizin içine doğru uzanmış olan sert burunlar yurdun granit parmakları gibi olup yurda uzanacak elleri kırmıya azmetmiş bir ejder gibi görünmektedirler. Cenup kıyılarımızın bu halini gören bir coğrafya alimi derki: (Tabiat anadolu kıyılarını darayarak burdaki kumları Afrika sahillerine yığmıştir.)
Birkaç saat sonra vapur sizi yine güzel bir limana eletir. Burası da tabiî ve cazip bir limandır. Arkasını yüksek ve yeşil dağlara dayamış olan bu liman Gilindire'dir. Gilindire büyük harba kadar Gülnar ilçesinin merkezi idi. Büyük harpte kaza merkezi Gülnar kasabasına kaldırılmıştır. Şimdi bu isimde bir nahiyenin merkezidir. Gülnar ilçesinin ihracatı burada yapılır.
Eskiden Gilindiros adı verilen bu şehir Finikeliler tarafından kurulmuş çok eski bir şehirdir. Bir zamanlar da Venedikliler, Rodoslular ve Sisamlilar burada oturmuşlardır. Romalılar zamanında bu şehir çok mamur ve kalabalık idi. İçinde eski devirlere aid eserlerin bekayası mevcuttur. Sekenesinden bir kısmını Rumlar teşkil ediyordu. Bunların mübadelesi üzerine yerleri boş kalmış ve başkaca iskân de yapılmadığı için kasaba harap bir haldedir.
Gilindireden sonra vapur yine sert ve uzun burunları dolaşarak üç saat sonra Anamur önlerine gelir. Anamur burunu Anadolunun en cenup noktasıdır. Bu burun Mersin körfezile Antalya körfezini ayırır. Mersinin henüz mevcut olmadığı zamanlar bu körfeze Tarsus körfezi denilirdi. Tarsus eskiden denize daha yakın olduğu gibi gemiler Tarsus çayının içine girerek Tarsusa adeta bir iskele gibi idi.
Anamur ilçesi 1280 tarihlerinde teşkil edilmiştir. Daha evel derebeyleri tarafından idare edilir idi. Hükümet bu beylerin idarelerine son vermek maksadile Anamurda ilk önce bir nahiye teşkil etmiştir. Nahiye müdürü bir müddet şurada burada oturduktan sonra nihayet bu günkü Anamur kasabasının bulunduğu çorak yeri kendisine merkez yapmıştır. Daha sonra nahiye kaza haline kalp edilince kurulan merkez de gittikçe inkişaf ederek bir kasaba halını almıştır. Kasabanın alt taraflarında ılgın ağaçlarının bittiği yerler çorak olduğu için buraya Çorak adı verilmiştir. Halk arasında bu gün bile Anamur kasabası Çorak adile anılmaktadır.
Çorak, bir dağın eteğindedir. Doğu ve batı tarafları birer geniş vadi ile çevrilmiştir. Cenup tarafı deniz boyunca uzanmış ince uzun bir ovadır. Kasaba meyilli bir sırt üzerine inşa edilmiştir. Suyu boldur, havası ağır ve marzeğidir.
Sivrisinek ve tatarcıkları her mevsimde kendilerini gösterirler, kasaba sahilden dört kilometre içeridedir. İskeleye bozuk bir şose ile bağlıdır. Nüfusu 1900 kişidir. Belediyenin geliri 11,000 liradır. Cumhuriyet asarından iki katlı bir hükûmet konağiyle bir ilk mektep kasabayı süslemektedir.
İSKELE: Kasabaya 4 kilometre mesafede olup 10-15 haneden ibaret bir mahalle halindedir. Harap ve bozuk bir iskelesi vardır. İskele kısa ve gayri kâfidir. İskelenin hemen önünde deniz çatlak yapmakta olduğu için havanın biraz bozuk olduğu zamanlarda kayıkların iskeleden ayrılmaları veya iskeleye yanaşmaları tehlikeli bir hal alır. İskele gerek doğudan ve gerekse batıdan gelen yellere karşı açıktır. Bozuk havalarda vapurlar limana girmezler. Böyle havalarda kayıklar iskeleden ayrılamadıkları için bu yüzden vapurlar yolcu ve yüklerini çıkarmıyarak yollarına devam ederler.
Anamur iskelesine Antalya cihetinden gelecek vapurlar gece yarısından sonra gelirler. Mersine gitmek için iskeleye inen yolcular vapurun vuruduna kadar geceyi açıkta geçirirler. Yaz ve güz mevsimlerinde bu intizar o kadar sıkıntılı olmazsa da fakat kış mevsiminde hele yağmurlu havalarda yolcuların duvar diplerinde vapur beklemeleri çekilir hallerden değildir. İskelede yolcuların barınabilmeleri için ne bir otel ve ne de bir kahve vardır. Kasabanın içinde bile geçen seneye kadar yolcular yatacak bir yer bulamazlardı. Gerek kasabanın ve gerekse iskelenin bir otele ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacı da belediye temin etmelidir.
ANAMUR OVASI: On kilometre uzunluğunda ve iki kilometre genişliğindedir. Doğu tarafı Anamur çayı ile batı tarafı da Sultan suyu ile sulanır. Başlıca hasılâtı: susam, fıstık, böğrülce, karpuz ve mısırdır.
Anamurda her hafta cumartesi günleri Çavuş pınarının başındaki Çatalçınar ağacının altında bir pazar kurulur.
Anamurun havası sıcak ve ratip olduğu gibi suyu da boldur. Topraklarında inbat kuveti fazladır. Ova ve etek yerleri portakal, mandalina, limon ve muz ağaçlarının yetişmesine çok yarayışlıdır. Hele muz bahçeleri gittikçe artmakta ve bura halkı için iyi bir gelir kaynağı olmaktadır. Muz yetiştirilmesine çok önem verilmektedir.
İHRACATI: Kazanın başlıca ihracatı susam, ulubi, (böğrülce), fıstık, portakal, mandilina, limon, muz, karpuz ve mısırdır. Anamurda turfanda olarak her tür türlü sebze de yetiştirilebilir ise de İstanbul ve İzmir gibi büyük istihlâk merkezlerine bunları çabucak ulaştıracak nakil vasıtaları olmadığı için halen sebzecilikten istifadeleri yoktur.
ESKİ ANAMUR: Anemorium denilen eski Anamurun bugünkü Anamur kasabasile bir münasebatı yoktur. Eski Anamur yeni Anamurun 5-6 kilometre kadar batısında ve Anamur burnunun doğu tarafındadır. Bir ucu denize kadar uzanır. Burada büyük bir şehir harabesi ile bir kale ve su yolları vardır. Anamurun iki kilometre kadar yakınında bulunan Kalınören köyünde de yine bir çok eski duvarlar vardır.
Anamurda Türk anıtları: Kasabanın içinde ve batı tarafında yol kenarında bir cami vardır. Sultan Alaeddin camisi denilen bu mabedin mimari bakımdan bir kıymeti yoktur. Bununla beraber inşası tarihinden bu güne kadar kubbesini muhafaza etmiştir. Etrafında bir de mezarlık vardır. Caminin kapı üstündeki kitabede şu yazılar okunmaktadır:
Fi Eyyami Devleti Essultan Âlaeddünya veddin Ebülfetih Keykubabin Keyhusrev 660
ANAMUR KALESİ: Anamurdaki anıtların en mühemmi Anamur kalesidir. Mamuriye kalesi denilen bu kale kasabaya altı kilometre mesafede olup deniz kenarında ve Anamur çayının doğusundadır. Kalenin denize gelen tarafı münhani olup kara tarafı muhaddebtir. Bir böbrek halindedir. Batı tarafı ayrıca bir kayaya dayanmıştır. Çevre duvarları boydan boya geniş mazgallarla mücehhezdir. Mazğal hattının arkasında dar bir yol çevreyi boydan boya dolaşır. Duvar haricinde su hendekleri de vardır.
Kalenin iki kapısı vardır. Batı tarafında bulunan kapıdan içeri girilince geniş bir meydanlığa çıkılır. Meydanın ortasında bir cami ile bir minare gözlere carpar. Cami tek kubbelidir ve sağlamdır. Duvarları tuğla ve taştan karışık olarak yapılmıştır. Minare tuğladan yapılmıştır, dilimlidir. Şerefeden yukarısı kısmen yıkılmıştır. Caminin kapısı önünde bir çeşme vardır. Çeşmenin suyu kalenin dışından hususî bir yol ile gelirmiş.
Kalenin duvarları içinde altlı üstlü odalar ve daireler vardır. Bu meydanlığın arkasında ikinci bir meydan daha vardır. İki meydan bir iç duvar ile ayrılmıştır. Bu iç duvar da kısmen yıkılmıştır. Kalenin ikinci kapısı bu meydanlıktan doğuya doğru açılır. Bu kapıdan döşemeli bir yola çıkılır. Yol hendeği bir küçük köprü ile geçer. Bu meydandan denize açılmış ayrıca kapı ve pencereler de vardır. Bu kapılardan kalenin rıhtım ve plâjlarına çıkılır.
Kalenin batı tarafındaki üçüncü kısmı da bir iç kale gibidir. Bu kısım diğerlerine nisbeten yüksek ve hakimdir. Burada geniş daireler, koridorlar ve mazğalli odalar vardır. Denize gelen uç kısmı büyük harp esnasında düşman donanmaları tarafından tahrip edilmiştir.
KULE: Kalenin doğu tarafında ve deniz kıyısına düşen yerinde büyük bir burç vardır. Burcun ortasından bir kule yükselmiştir. Kulenin temeli burcun dibinden başlar. Dolambaçlı merdivenlerle yukarıya kadar çıkılır. Burası kulenin en süslü ve güzel yeridir. Kulenin sahanlık yerinde altı tane top mevzii vardır. Topların yerleri , mazğalları ve namlularının yuvarlak delikleri mevcuttur. Kulenin dibindeki boşluğun cebhanelik olduğu sanılmaktadır.
Sur duvarları aralıklı burçlarla tahkim ve takviye edilmiştir. Kalenin sonradan bazı tamirler görmüş olduğu mevcud yamalarından anlaşılmaktadır.
HAMAM: Kalenin dış tarafında bir de hamam vardır. Hamam bu günkü hamamların aynıdır. Soyunma yeri ve dış kısımlarını havidir. Soyunma yeri çökmüş ise de diğer cepheleri sağlamdır. ... ka... ...erek ... hamamın suyu husu.. ile ...n gelmektedir. ...nda bir de su taksim .... (baskıdaki hata nedeni ile bu kısım eksiksiz okunamamaktadır - m. sami mert)
Kaleyi kim yaptırmıştır? Kalenin batı tarafındaki kapısının üstünde yüksek bir yerde beyaz mermer üzerine yazılmış büyücek bir kitabe vardır. Üç satırlıdır ve pek girift yazılmıştır. Bu kitabede ezcümle şu yazılar okunmaktadır.
Tecüddevle veledi Sultan İbrahim ibni Alaeddin
İbni karaman 854
Bu yazılara göre Kalenin Karaman oğullarından Sultan İbrahim oğlu Taçüddevle tarafından yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Anamurdan Gilindireye giden yolun üstünde yüksek bir kaya üstünde bir kale vardır. Softalar kalesi denilen bu kale de Karaman ogulları zamanından kalmıştır. İç ve dış kısımlarından ibaret olup içinde bir de cami vardır. Bu kale yola yakın bir yerde yapılmıştır. Anamur kalesi ise daha ziyade denize karşı yapılmış ve denizden gelecek hücumlara karşı duracak şekilde getirilmiş bir sanat abidesidir.
Alanya: Anamur iskelesinin durumu ve denizin hali yukarıda yazılmış idi. Bir gün Anamura seyahat esnasında hava birdenbire bozulmuş idi. Vapur artık yolcularını çıkaramıyacağına kanaat getirmiş olmaklığı Anamur açıklarına geldiğimiz vakit vapur iskeleye doğru dümen kırmıyarak Anamur feneri istikametinde yoluna devam etti. Bu sebeble içinde ben de dahil bulunduğum bir çok yolcularını Alanya'ya çıkardı. Anamur yolculuğunda bilhassa kış mevsiminde bu gibi hallar sık sık vaki olur. Bu münasebetle Antalyadan gelecek vapura aktarma olmak için bir kaç gün Alanyada beklemek mecburiyeti hasıl olmuştu.