Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Bilindiği üzere Anamur’a yerleşen Türk Boyları , Oğuzların Yiva(Yuva) boyuna mensuptur. İç-il(İçel) deki Yıvaların ise büyük Yıva ve küçük Yıva olarak iki kola ayrıldıkları gözüküyor. Büyük Yıva kolu eski Gülnar ile Anamur arasındaki Aksaz adlı yörede toplu bir halde yerleşmişler, Küçük Yıva kolu ise yine Anamur’un Kuzey ve Batısındaki topraklara yerleşmişlerdir.
Tarihte “ Yörük” kelimesini de araştırdığımız zaman Türkçe’deki yürümek kelimesinden türediği, göçebe yaşam tarzını seçmiş, Türk halklarına dendiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda yaylak-kışlak hayatı yaşayan Türkmen aşiretleri için de bu sözcük kullanılmaktadır.
Bu araştırma da yukarı Kükür köyüne yerleşen kişilerin tarihte oğuzların yıva boyundan geldiğini ve burada yerleştiklerini belgeler ile açıklamaya çalışacağız.
İl veya Ulus adı altında gruplandırılan konar göçerler, sırasıyla boy(kabile), aşiret, cemaat, oymak, mahalle, oba(aile) şeklinde bölümlere ayrılmıştır. Oymakların başında ise kethüda bulunmaktaydı. Yörükler buna “kâhya” derlerdi. Birkaç oymağın birleşmesinden meydana gelen topluluğa ise “boy” adı verilirdi. Boyun başında “boybeyi” bulunurdu. Boy beylerine daha sonra “yörük başbuğu” adı da verildi. Birkaç boyun birleşmesinden de “ulus” meydana gelir, bunun başkanlarına “ulusbeyi” denilirdi. (Kaynak: M.Erim Osmanlı Belgelerinde Anamur)
Burada Oğuzların, oymak başında bulunan ve kethüda ya da kehya adlarını biraz daha açmak yerinde olacaktır.
Kelimenin Pehlevîce’den geldiği ve aslının katak-xvatai olduğu belirtilir. Farsça’da kedhudâ şeklini almış, Türkçe’de hem bu şekilde hem de bundan gelen kâhya biçiminde kullanılmıştır. Kedhudanın Farsça’da “ev, köy; taht” anlamındaki ked ile “sahip ve mâlik, efendi” mânasına gelen hudâ kelimelerinden oluştuğu ileri sürülür. Kedhüdânın Osmanlı Türkçesi’ne kehaya, kâya şekillerinde geçip halk ağzında kâhya biçiminde kullanıldığı yolundaki görüşe rağmen kâhya kelimesinin menşei henüz kesin olarak aydınlanmış değildir.
Kâhya ve kethüdâ hemen daima eş anlamlı olarak kullanılmakla birlikte devlet hizmetlerini ifa eden kethüdânın daha eski olduğu, sivil kuruluşlardaki hizmetlilerin unvanı olan kâhyanın ise çok sonra Osmanlılar zamanında ortaya çıktığı veya en azından resmî devlet hizmeti olarak pek kullanılmadığı anlaşılmaktadır.(Kaynak:TDV İslam ansiklopedisi)
Anlaşılacağı üzere kethüda, devlet adına o bölgedeki hizmetleri yürüten kişi anlamında kullanıldığı daha doğrudur. Bu sözcük ise zamanla kethüda,kahya ya da kiya kelimesine dönüştüğü düşünülmektedir. “Kiya” kelimesi ise yine literatürde, muhtar, köy bekçisi,köy kahyası anlamına gelmektedir.
Yukarı Kükür köyünden Hasan DOĞAN’ın detaylı ve vukuatlı nüfus örneğini inceledik. Vukuatlı nüfus kaydını siz de incelediğinizde görüleceği üzere en büyük kişi olan 1844 doğumlu kişinin babasının adı Mülazım KEHYA olarak gözükmektedir.
Bu açıklamalardan şunu anlamamız gerekiyor; Yukarı Kükür köyüne gelip yerleşen Yörükler Oğuzların Yıva boyuna mensup kişilerdir. Diğer yandan bu kişiler halen sülale olarak da Kiya'lar olarak bilinmekte ve Görpe mahallesinde oturmuşlardır. Tarihe bakıldığı zaman da Yukarı Kükür köyünün tüm devlet hizmetleri Görpe mahallesinden yürütülmüş, okul,cami ve muhtarlık hepsi bu mahalleden hizmet vermiştir. Kanımızca kehyalık ya da kethüda lık başladığı günden bu yana ailede devam eden bir olgu olmuştur.