Anamur bölgesinde kullanılan ve bir çok kişinin bilmediği yöresel kelimelerden bazılarını paylaşıyoruz. Bu kelimeleri de anlaşılması için bir cümle içinde kullanarak örnek verdik.

 

 

Açgı: Kalemtıraş

Kırtasiyeden bi tane açgıyla silgi alagel

 

Aydaş: Zayıf, cılız, çelimsiz

Bizim orda bi çocuk var öz aydaşı çıkmış

 

Añlamak: Hayvanların tozlu bir yerde debelenmesi

Ay arkadaş eşşek alanda bi anladı sorma, her yeri toz oldu.

 

Baltabaş: İbibik , hüthüt kuşu

Yaylada bi baltabaş var, avla avla  bitmiyor

 

Batırmak: Kirletmek

Çocuklar ortalığı batırmışlar

 

Bicik: Meme

Davarın bicikleri esas süt dolu.

 

Bişme: Pişirilmiş yemek

Yemeği eyice bişir bir

 

Biñgeşme: Uyuşma

Vücudum öz bir Biñgeş di.

 

 

Buymak: Çok üşümek

Ende sobayı yakın bir, öz buyduk

 

Cınnıcık: Çok küçük bir parça

Peynirden cınnıcık bize de ala gel

 

 

Cılk: Bozuk, Sulu bozuk

Yumurtalar cılk olmuş

 

Cibil: Gözdeki Çapak

Sabah kaltıydım, gözlerim cibil dolmuş

 

Çamış: Huysuz, geçimsiz

Öz camış gibi biri ende adam

 

Çıkla: Saf, sade

Bi yoğurt aldık çıkla yağ

 

Çınga: Ateş parçası

Ocakta fazla ateş yakınca ortalığa hep çınga attı.

 

Çimmek: Yıkanmak

Çocuklar derede eyice bi çimdiler

 

Çükür: Kazma

Fıstıkların arasını büyük çükürle kazdık.

 

Çomça: Kepçe

Düğünde keşkekleri bize çomça ile verdiler.

 

Dayfalmak: Daralmak, kendinden geçmek

Ay arkadaş bi sıcak var bugün, esas tarlada dayfaldım.

 

Doşañı: Eskimiş

Oğlana bubasının doşañından don diktik.

 

Dönmek: Birine sevgiyle bağlanmak

Bizim mahalledeki oğlan komşunun gızına döner

 

Eğrik: Evcil hayvanların gölgelendiği yer

Öğlen davarları eğirine yatırdık.

 

Eftik: Kuruyemiş, eğlencelik

Akşam televizyon seyrederken eftik eyi gider.

 

Ende,şende: Onu , şunu

Ende elindeki portakalı, şoraya koy.( Elindeki portakalı şuraya koy) 

 

Ferik: Piliç

Bizim tavukların içinde çok eyi ferikler var. Etleri tazecik olur.

 

Ficilemek: Aceleci, gereksiz hareketler yapmak

Şu çocuk yerinde bi rahat duramadı. Sürekli ficiler.

 

Gasdan: Yalandan

Sana geçen gün bişey dediydim. Gasdancıktan dedim ben onu.

 

Gındırık: Hafif aralık

Akşamları şu kapıları gındırınca eve az hava geliyor.

 

Gilik: Çekirdek

Muşmalalarının gilikleri de goca goca olmuş.

 

 

Ivga: Telaş

Babam gadar ıvgalı bir adam görmedim ben.

 

İnneşmek: Ateşi tutuşturmak, takılmak

Ay oğlum ben gelinceye kadar ocaklıktaki odunları inneştiriver.

 

Kıymık: Odun kırpıntısı

Dağda odun toplardım. Çıranın kıymığı elime bir battı esas ağlattı beni.

 

Kirtik: Sabunun çok küçülmüşü

Banyodaki kirtikleri topladım kocaman bir sabun oldu.

 

Kevki: Su kabağından yapılmış maşrapa

Köyde pekmezi kaynatırken kevki ile savurmak lazım.

 

Kaktırmak: İttirmek Kösük: Kapı arkası sürgüsü

Ende kapıyı bi kaktırıver.

 

Küncü: Susam

Batırık yaparken küncüyü bol koysan çok datlı olur.

 

 

Okuntu: Davetiye, çağrı

Aktaşların oğlunun okuntusu geldi.

 

Örgülük: Ölü evi

Akşam örgülükte hoca çok iyi bir kuran okudu.

 

Örü: Gece hayvan otlatma

Seğirtmek: Koşmak

 

Çok seğirtmen terleyeceksiniz.

 

Sañıtmak: Anlamsız anlamsız bakmak

 

Ben gonuşurun, adam garşımda heç beni dinlemez  sañıdır.

 

 

Sındı: Makas

Terzi kumaşı keskin bir sındı ile eyice kesti.

 

Siñlenmek: Saklanmak

Geçengün cocuklar aşşağıda saklanbaç oynadılar.Çocuğun biri öyle bir Siñlen di ebe bir türlü bulamadı.

 

Siftimek: Tanelemek

Ende darıları eyi siftin üstünde kalmasın.

 

Tehlemek: Uzaktan gözetmek

Karşıdaki yola bir kuş konar durur. Şöyle tüfekle bir tehledim.

 

Tenimek: Bakmak, korumak

Hasan ağa bana bir teni hele bir bişey diyeceğim sana

 

Teyingale: Sincap

Tertlemek: Azarlamak

Tımlı: Sapı kırılmış, çıkmış bıçak

 

Tirik: Sincap

Ay arkadaş yaylada cevizleri tirikler yedi bitirdi esas.

 

Tütü: Kolonya

Bizim komşu ne sürer bilmem.O gelince mis gibi tüter.

 

Uşkartma: Abartma

Hüseyin ağa laf anlatır ama her lafı bir uşkartır.

 

Ülübü: Böğrülce

Tarlanın kenarına ektiğim ülübüler çok güzel oldu. Akşama yoğurtlu kavurmasını yapacağım.

 

Üyütlemek: Ayıklamak

Bulguru eyice üyütleyin daş çıkmasın içinden.

 

Yoymak: İşe yaramaz hale getirmek

Sana bir iş verdik, öz yoydun hoyu ende işi.

 

 

Yüleme: Bileme

Keseri eğeyle eyice bir yüle bakalım.

 

Yumcalama: Rastgele avuçlama

Gelen kağıtları sinirden yumcalıyermişim.